Bu yazımızı hayatının her anını öğrenme ve öğretmeye adamış, derdi gelecek nesli kurtarmak olan idealist öğretmen Sabriye Pekşen yazmıştır. Kendisine buradan teşekkür eder minnettarlığımı sunarım.
BEBEKLERİ KANDIRMAK
Özellikle “Çocukları Kandırmak” diye bir başlık yazmadım. Zira daha bebekken çocukları kandırmaya başlıyoruz ve anlamıyorlar zannediyoruz. Biz anne babaların en büyük yanılgısı sanırım bu; “Anlamıyorlar zannetmek”! Halbuki çocuklar daha anne karnındayken bile etrafla ilgilenip öğrenmeye başlıyor. Doğduğu andan itibaren her şeyi çok büyük bir hızla öğreniyorlar. Yemeyi öğreniyor, gülmeyi ve güldürmeyi, ağlayarak istediğini yaptırmayı.. Düşünsenize doğduktan yaklaşık bir yıl sonra yürümeyi öğreniyorlar. Ama biz onları saf zannediyor ve gerektiğinde kandırmakta sakınca görmüyoruz.
İşte o anda çocuklara yalan söylemeyi öğretiyoruz ve farkında bile değiliz. Annenin bir işi var, diyelim akşama doğru gelecek. Çocuğu bırakırken ne der; “ Şimdi geleceğim.”, “Doktora gidiyorum bana iğne vuracak. Gelirsen sana da iğne vurur.” İşte biz çocuğumuzun ardımızdan ağlamasına kıyamayarak; ona öğretiyoruz ki “Sen de böyle yalanlar söyleyebilirsin. Bir mahsuru yok.” Çocuk kanmıyor çünkü. Bize inanmıyor ve yalan söylediğimizi biliyor.
Sonra yetişkinlerin dünyasında bakıyoruz. İnsanlar birbirlerine açık açık yalan söylüyor. Satıcı ürününü satabilmek için yalan söylüyor, çalışan iş yerine geç kalmasını açıklamak için yalan söylüyor. İşini gerektiği gibi yapmayan işçi, kusurunu örtmek için yalan söylüyor, geç kalan servis sürücüsü trafiğe takıldık diye yalan söylüyor..
“Hiç şüphe yok ki doğruluk iyiliğe götürür. İyilik de cennete götürür. Kişi doğru söyleye söyleye Allah katında sıddık (doğru sözlü) diye yazılır. Yalancılık kötüye götürür. Kötülük de cehenneme götürür. Kişi yalan söyleye söyleye Allah katında kezzâb (çok yalancı) diye yazılır.” Hadis | (Buhârî, Edeb, 69; Müslim, Birr, 103, 104)
Sabriye Pekşen öğrenen öğretici