Hastalıklar binlerce yıldır tıp ilmiyle meşgul olanlar tarafından sırrı çözülmek için uğraş verilen bir ihtisas. Günümüzde teknoloji ile beraber çok yol alınmış gibi gözükse de sadece insanı meta olarak görenlerin kazanç kapısı olmuştur. Bu sebeple tedavi tam etkin bir halde manevi yada ruhsal boyutu dikkate alınmadığı için hep aksak yol almıştır almaya da devam edecektir.
Peki hastalık nedir?
Hastalık, bedenimizin olağan işleyişine müdahale eden herhangi bir şeye karşı gösterdiği tepkidir. Bedenin işleyişine müdahale eden şey ortadan kalkmadıkça ilgili organ hasta kalır ve tahrip olur. İyi çalışmayan bir organ kendisi ile işbirliği yapan diğer organları ve sistemleri de (dolaşım, sinir veya lenf sistemi) olumsuz etkileyebilir. Hastalık ve sağlık arasında yaşadığımız sürece bedenimizde bir mücadele de sürer gider. Bu mücadele olmazsa hayatta kalamazdık. Örneğin, sıradan soğuk algınlığı sırasında ateşimiz yükselir, başımız ve kemiklerimiz ağrır, genel olarak bedenimiz güçsüz düşer. Bu belirtiler hastalık sebebidir. Neden böyle tepki verir vücudumuz; yüksek beden ateşi hastalık yapıcı bakterileri öldürür. Bedenimizin salgıladığı sümüksü maddeler toksinlerin atılmasını sağlarken, baş ve kemik ağrılarımız ve kendimizi güçsüz hissetmemiz bedenimizin sağlıklı olmak için verdiği savaşın yorucu yan etkileridir. Her savaş yorucudur. İyi bir strateji ve azim galibiyet getirir. Her savaş sabır azim ve inançla kazanılır.
Hastalık olarak nitelendirdiğimiz şey, bedenimizin bizi sağlıklı tutmak için Yaradan tarafından tasarlanmış mekanizmalarının savunmaya yönelik tepkileridir. Bu mekanizmalara hepimiz sahibiz. Bunlar beden fonksiyonlarımızın yoluna çıkan bozuklukları yok etmek için gereklidir. Bu mekanizmalar ayrıca bozukluklar başladığı zaman bize işaret verirler.
Sağlıklı olabilmek için bedenimizi dinlememiz ve bize ne söylemeye çalıştığını anlamamız gerekir. Hastalıklara baş düşmanlarınızmış gibi davranmayın.Hastalıklar, bir bakıma sağlıklı bir yaşam tarzına doğru yönelmemiz için bizi zorlayan şeylerdir.
Vücudumuzu iyi dinleyelim. Hiç bir şey için geç kalınmış değildir. Dinlemek adına bir misal;
Masa başında iş yapanların bir çoğunda şu belirtiler bulunur: Baş ağrısı,düşük tansiyon, böbrek ve üreme organlarına ait rahatsızlıklar, tenlerinde leke ve doku bozuklukları. Hatta yürüyüş bozukluklarının temel nedeni; omurgada kayma ve karaciğer rahatsızlığıdır.
Hastalık dert değildir bozulmuş olan bir nizamın tekrar maddi ve manevi olarak toparlanması için bize sunulmuş bir fırsattır. Mesela yukarıdaki örneğimizde hastalık belirtileri ile bize ne olduğunu anlattı.
Bu hastalık sürecini uzun süre yaşayanlarda manevi olarak telaş, kaygı, korku ve umutsuzluk baş gösterir. İlaçlar sadece geçici süreyle ağrıları durdurur tedavi etmezler. Tedavi için kişinin yaşamında büyük bir değişim yapması gerekir. Omurgayı düzelmek için sırtını tam duvara dayayıp kollarını başının üzerine kaldırması ve yavaş indirmesi gerekir. İki sandalye arasını 3 metre tutacak şekilde 70 cm yüksekliğinde bir ip gerip diz çöküp dik durup, sağ elle ipi tutup ileri geri yürümesi güzel bir sonuç almasına sebebiyet verir. Sırt ve bel kaslarını kuvvetlendirecek hareketler yapmalı. Hayatında yürüyüşe yer katmalı. Beslenme rejimini tamamen doğal yapmalı. Hazır gıda tüketmemeli, bol sıvı almalı, C vitaminini doğal yollardan almalı. Magnezyum klorür takviyesi yapmalı. İki hafta süreyle her gün havuç, kırmızı pancar ve salatalık suyundan yarım bardak içiniz. Yudum yudum elma suyu içiniz, ağzınızda biraz tutunuz. Sabah kahvaltı yerine şifalı çorbalar içiniz. Çorbanızın içine biraz siyez buğdayı yahut Kavılca koyunuz.
Bunlar işin maddi tarafı. Organlarımız yavaş yavaş iyileşmeye başlar ama daha tam iyileşme olmaz. Kendi kendini iyileştirmenin can alıcı yeri şükür ve teşekkür etmektir. Önce Yaratıcı’na şükür ve teşekkür edeceksin. Sonra tebessümle eşin ve çocuğuna, seni yetiştirenlere vs.
Tebessüm şifanın yarısı, şükür tamamıdır.
Sorularınız için: info@yedibolgedortiklim.com a mail atabilirsiniz.
Faydalı bir yazı olmuş emeğinize sağlık Allah razı olsun.
BeğenBeğen
Amin ecmain. Teşekkür ederim. Sağolun varolun.
BeğenBeğen