Bu yazımızı hayatının her anını öğrenme ve öğretmeye adamış, derdi gelecek nesli kurtarmak olan idealist öğretmen Sabriye Pekşen yazmıştır. Kendisine buradan teşekkür eder minnettarlığımı sunarım.
BEBEKLERİ KANDIRMAK Özellikle “Çocukları Kandırmak” diye bir başlık yazmadım. Zira daha bebekken çocukları kandırmaya başlıyoruz ve anlamıyorlar zannediyoruz. Biz anne babaların en büyük yanılgısı sanırım bu; “Anlamıyorlar zannetmek”! Halbuki çocuklar daha anne karnındayken bile etrafla ilgilenip öğrenmeye başlıyor. Doğduğu andan itibaren her şeyi çok büyük bir hızla öğreniyorlar. Yemeyi öğreniyor, gülmeyi ve güldürmeyi, ağlayarak istediğini yaptırmayı.. Düşünsenize doğduktan yaklaşık bir yıl sonra yürümeyi öğreniyorlar. Ama biz onları saf zannediyor ve gerektiğinde kandırmakta sakınca görmüyoruz. İşte o anda çocuklara yalan söylemeyi öğretiyoruz ve farkında bile değiliz. Annenin bir işi var, diyelim akşama doğru gelecek. Çocuğu bırakırken ne der; “ Şimdi geleceğim.”, “Doktora gidiyorum bana iğne vuracak. Gelirsen sana da iğne vurur.” İşte biz çocuğumuzun ardımızdan ağlamasına kıyamayarak; ona öğretiyoruz ki “Sen de böyle yalanlar söyleyebilirsin. Bir mahsuru yok.” Çocuk kanmıyor çünkü. Bize inanmıyor ve yalan söylediğimizi biliyor. Sonra yetişkinlerin dünyasında bakıyoruz. İnsanlar birbirlerine açık açık yalan söylüyor. Satıcı ürününü satabilmek için yalan söylüyor, çalışan iş yerine geç kalmasını açıklamak için yalan söylüyor. İşini gerektiği gibi yapmayan işçi, kusurunu örtmek için yalan söylüyor, geç kalan servis sürücüsü trafiğe takıldık diye yalan söylüyor.. “Hiç şüphe yok ki doğruluk iyiliğe götürür. İyilik de cennete götürür. Kişi doğru söyleye söyleye Allah katında sıddık (doğru sözlü) diye yazılır. Yalancılık kötüye götürür. Kötülük de cehenneme götürür. Kişi yalan söyleye söyleye Allah katında kezzâb (çok yalancı) diye yazılır.” Hadis | (Buhârî, Edeb, 69; Müslim, Birr, 103, 104)
kadın a şiddetin kökenlerini aramak için çıktığımız bu yazı dizi yolculuğunda ikinci durağımız kalp e geçmeden önce , tüm hastalığın kökeni olan kirletilmiş zihni nasıl tedavi edeceğimizi bilmek önümüzü aydınlatır.
Zihin kontrolümüz ve yahut kontrolümüz dışında kirlenir. Bu kirlenme devam ettikçe kronikleşmiş ruh ve beden hastalıkları kendini hissettirir. Toplumu kendine bağımlı hale getirmek isteyen bunlara en güzel manası ile kötüler ,zalimler, tanrıcılık oynayan maskeliler adlarını verelim..
Bunlar zihinleri şöyle kirletir dinin değer verdiği ve rabbim in kat i suretle emanet diye hediye ettiği kadını yaratıcıya düşmanlık yapmak niyeti ile aşağılamanın her yolunu kullanırlar. Reklam ,film, moda ,sihir ,büyü, eşler arasında ayrılıkları arttırma, aile yuvasına ve aile mahremiyetine müdahale, fuhuşu desteklemek ,alenileştirmek, haya ve namus kavramlarını basite almak, her film ve dizide kadına şiddet uygulamak ve bunu beynin alt yapısına yerleştirmek ,frekanslar ile oynayarak erkek ve kadınları azdırmak yada bu halden yoksun bırakmak , dünya metasına tapacak kadar iş yükü ve dünyalık elde etme yarışına insanları sokmak, kadın ve erkeği çokça çalışır hale getirip birbirlerine ve nesillerine zaman ayırmasını engelleyip zamanı çalma ve çaldığı zamanı onlara karşı kullanma, sağlıksız ,şüpheli ve haram gıdaları yedirmek, ayakta yemeye teşvik etmek. Fast food dediğimiz zehri enjekte etme, lokanta ve alışveriş kültürü ile mevcut aile yapısını bir arada zaman geçirmeyi yok etmek…..gibi aklımıza gelecek şeyler…
toplumlar kadınları kadar değerlidir. Kadın ına sahip çıkan toplum daima aziz olur ve her kavme efendi olur. Tabi bu sözü kadınları putlaştırmak tapmak manasında algılamamalı.. anlatılmak istenen mana yı şu tasvir anlatır diye düşünüyorum.
“Rabbilalemin kulu adem sevinsin ve ferahlasın diye adem aleyhisselamın kalbe en yakın kemiğinden annemiz havvayı yarattı. Hiç düşündünüz mü neden kalbe en yakın kemik . beyne değil ayak a değil de kalp. Çünkü kadın ancak kalple sevilir. Kalp her iyiliğin ve merhametin sembolü ve kaynağıdır.”
sizin en hayrlınız eşlerine karşı en şefkatli ve merhametli davrananınızdır . yahut onlara iyi davrananınızdır. Ölçü bu…
şimdi zihni temizleyip kalbe geçelim…
zihin temizliği
inanç : inanmak lazım. Allahu tealayı inanıp ,kabul edip seveceğiz. Bu sevgiyi dil kalp ve bedenle ifade edeceğiz.
Beden temizliği tam olacak.
Sağlıklı ve helal şeyler i yeterince yiyeceğiz.
Şükür ve dua edeceğiz.
Kötü düşüncelere kapılıp onları kendimize çekip imtihan haline girmeyeceğiz. Her şey hakkında iyilik düşüneceğiz.
Bir kötülük yapınca karşılığında hemen iyilik yapıp af dileyeceğiz.
Selam vereceğiz. Yoksul ve yetimi doyuracağız. Tebessüm edeceğiz.
Bedenimizi hareket ettireceğiz. Doğru nefes almayı öğreneceğiz.
Muhakkak bir el sanatımız olacak.
Gökyüzü seyredeceğiz , deniz i hissedeceğiz. Doğadan haz alacağız. Güzel görmeye çalışacağız.
Ya latif esması zihni olgunluk seviyesine getirir .kötü anıları siler .iyilere yer açar..
Akgünlük ve siyah kuru üzüm ü beraber tüketeceğiz ki dışarıdan zihne yapılan müdahaleler etkisiz olsun.
Yağlardan biberiye yağı yahut udi hindi yağını bir damla sağ ve bir damla sol burna çekeceğiz ki gözün gördüğü haramlar beyinde yer etmesin.
Erkekler Perşembe akşamı sürme çekebilir bu gözün haram a çokça bakmasını engeller.
Bu kısa tavsiyelere uyabilirsiniz daha çok sorunuz varsa mail atabilir yada whatsapptan yazabilirsiniz.
Şimdi yetişkinlik yaşındakilerin geçmesi gereken kalp makamından bahsedelim. İlk makam makam ı nefs yani benlik makamı idi. Ve süresi doğumdan erişkinliğe kadar olan süre idi daha fazla bu makamda kalınınca bir çok kötülük ve kötülüğe sebeb olan kronik rahatsızlıkların olacağını diğer yazımızda yazmıştık.
Makam ı kalp…
Her iyiliğin olduğu ve iyiliği barındıran her güzelliğe doğru açılan bir yolculuktur. Tabii ki bir kaptanla…
Kadınlara zulm ve eziyet edenlerin zihin ve ruh dünyalarını anlayabilmek için yazı dizimize devam ediyoruz…
Erkeği tamamlayan ve mükemmelleşip Rabbi tanımanın yolunda yardımcı olan, neslin devamının vazgeçilmez sebebi, iyi ve güzel olursa huzurun mimarı kadın…
Neden i bulmak için zihnin ve ruhun makamını bilip öğrenmek gerek…
“kötü düşünme, umutsuz ve karamsar olma. Güç ve kuvvet Allah’tandır.” bu iyi dilek tüm peygamberlerin ortak sözüdür.
Zihin ve sağlık arasındaki ilişki?
Gerçek anlamda bir sağlıklı olma halinin tanımı için varlığın fiziki, zihni ve ruhi boyutlarında bilgi ve yorumlara sahip olmamız gerekmektedir. Varoluşun bu boyutlarının her birini anlayarak, bunları dengeleme ve bozukluklarını sağaltmanın doğru modellerine ulaşabiliriz. Hastalıkların nedenleri yeterince derinliğe incelenirse, tümünün kökeninin zihnimizde yattığı söylenebilir.
Bir hastalığın var olabilmesi için zihnimizde var olması lazımdır.
Zihin, hakikat aleminde yaratıcıyı bulma yolundaki, yol gösterici akıldır.
Zihin kirlenir yada dışarıdan müdahale ile kirletilince ortaya tedavi edilmesi zor olan hastalıklar ortaya çıkar.
Zihin kirlenmesini arttıran ve tetikleyen şey, fuhşiyat, vahşet içeren içerikler, çıplaklığın ön planda tutulması, küfür sözler, çok düşük ve çok yoğun süregelen frekans ve sesler.
Zihin kirlenir yada kirletilince ani patlamalar, öfke nöbetleri, vahşice durmak bilmeyen bir duygu ile acı verme isteği, suçluluk ve korku hissi, ölüm korkusu vs.
Ruhi iyi tanımak için Sufi kaynaklardan istifade edeceğiz. Çünkü onlar bu işin sırrını yüzyıllar boyunca bilir ve uygularlar..
Yaşam süresince fiziki beden bebeklik, gençlik, erişkinlik, yaşlılık gibi süreçlerden geçer. Benzer şekilde, ruh da özgün gelişimsel evrelerden geçer.
Sufiler ruhun bu gelişim evrelerini makam olarak belirtir, vasıflandırır ve tedavi de ruhun bu makam ve vasıflarını kullanırlar.
Ruhun makamlarını tanımak için adlandırılması
Makam en nefs :benlik makamı , doğumdan gençlik zamanına kadar bu makamda durmak sadece karar aşamasında, iyi ve doğruyu bulmada etken olur. Bu makamda çok durmamak gerekir. Bu makamda çok kalınınca benlik e ait hastalıklar baş gösterir.
Pek çok kişi erişkinlik ve hatta yaşlılık döneminde bile, bu ilk benlik makamından ayrılmaya bilir. Böyleleri, bedenlerinin sonsuz isteklerini tatmin etmekten ibaret olan yaşam biçimlerinde ısrar etmekten vazgeçmezler.
Kronik ve yıkıcı olarak tanımadığımız psişik ve fiziki hastalıkların çoğu bu makamda çok uzun süre kalmanın sonucudur.
Korku, endişe, şüphe, benlik, çılgınlık, çokça manasız ağlama; depresyon, paranoya, cinsel sapıklıklar ve intihar ;psişik temelli hastalıklardır ve benlik makamı ile ilgili bu dengesizlikler, erişkinlik döneminde bu makamdan ayrılamamış kişilerde sıkça görülür.
Zihnin ve ruhun halini tanımaya devam ettikçe kadın ı daha iyi anlayacağız tabii ona zulme devam edenleri de…
Yazımız devam edecek. Daha güzel bir yazı için yorumlarınızı bekliyoruz.
Kadın, gözümüzü açtığımızda annemiz, yeri geldi bizim derttaşımız kardeşimiz, yeri geldi gönlümüze taht kuran eşimiz…
Kadın, Sevgi dini İslamda Sevgili, korunması gereken, duasıyla yol alınabilen, yaratıcımızın bize lutufla gelen ihsanı ve hakkında suale tutulup hesaba çekileceğimiz, cennetin tüm nimetlerine karşı aranılan vazgeçilmeyendir…
Peki bu kadar değer verilen, yaratıcı katında ve peygamberleri katında bu kadar değerli olan kadınlar neden vahşice katlediliyor… Neden… Neden…
Her neden zihinde şekillenir.
Zihin kirletilince, hakikate ve hikmete kapısını kapatınca, Sevgi adına olan her şey i nefrete ve yok etmeye meyl ettirir.
Zihni neden kirletmek isterler?
Bu zihni nasıl kirletirler?
Amaçları ne?
Kim bunlar?
Yazı dizimiz devam edecek….
Yazı dizimizi sesli dinlemek için bağlantıyı tıklayın yada YouTube kanalımız dan dinleyebilirsiniz.
Sarımsağın hikayesi insan gibidir. Niyet ile dikilir ve teslimiyetle toprağa bırakılır. Toprakla bir araya gelince tohum, toprağın sevgisinde yeşerir, çiftçinin sevincinde büyür, yiyenin niyetinde şifa olur.
Bu şekilde yeşeren sarımsak her türlü hastalığa karşı koruyucu bir kalkan olur.
Sarımsak şifa yolculuğunda bir çok yardımcı ile işbirliği yapar, bunlar kimi zaman limon olur, kimi zaman bal olur, kimi zaman elma sirkesi, kimi zaman zeytinyağı kimi zamanda taze köy yumurtası olur. Bu yardımcılar la ispat edilmiş bir şifa vesilesi olduğu hastalık vardır.
Sarımsağın bazı faydalarını yazalım. yazının sonunda hastalığınız ile ilgili alanları doldurursanız şifa için yardımcı olacak yollar yazarız…..
sarımsakla devam edelim. insan vucudunun oluşum evrelerine benzetilen sarımsak insanoğlu için vazgeçilmez bir lutuf ve nimettir. kötü kokusu dışında bir eziyeti yoktur. kötü koku kaynağı içindeki yoğun mineral ve vitaminlerdir. küçücük yere bu kadar şey sığdırmak sadece Rabbil aleminin hikmetidir.
yaşlanma etkilerini yavaşlatmak için her gün sarımsak yutmalı veya 3 diş sarımsağı ezip bal şurubu ile içmelidir.
Bir baş sarımsak on adet yeşil zeytin bir adet orta boy havuç , yarım litre su ile pişirildikten sonra blender dan geçirilip iyice süzülür . Bu su adet kanamasını söker ,doğumdan sonra eşin atılmasını sağlar ,karında su toplanmasına çok iyi gelir .
çiğ sarımsak yemek krampları yok eder , gazı defeder,adet kanamasını uyarır ve doğum sonrası eşin kolay atılmasını sağlar.
ağır enfeksiyon hastalıklarında ( verem ,AIDS vs. ) her sabah 3 baş sarmısak dövüp ballı su ile karıştırarak içmek gerekir.
Böbrek ve safra taşlarını eritmek için sarımsak kullanımı:
100 gr. limon suyu ,100 gr. zeytinyağı ,3 baş ezilmiş sarımsak 50 fgr. maydanoz yaprağı suyu karıştırılır ve her akşam bu karışımdan 50 gr. içilir.sabah özel hazırlanmış sır karışımdan bir tatlı kaşığı içilir. blokumuz dan sır karışıma ulaşabilirsiniz.
Sarımsaklı Zeytinyağı Yapımı ve Şifası:
bir cam kap içinde 200 gr. zeytinyağı ile bir baş sadece kastamonu taşköprü sarmısağı dövülmüş halde karıştırılır, kapağı iyice kapatılır ve buzdolabına konur. 24 saat sonra süzülür . 3 gün karanlık ve serin bir yerde bekletilir. günün sonunda günde 30 gr. sarımsaklı zeytinyağı aynı miktar limon suyu yada doğal en az üç yıllık elma sirkesiyle karıştırılarak içilir. Bu karışım mideyi ,bağırsakları ve karaciğeri temizler.
Uykusuzluğa karşı sarımsak kullanımı :
24 tane limonun suyu 350 gr. dövülmüş (tahta havanla) sarımsak ,bir cam kap içinde ,üzeri üç kat bezle kapatılarak,karanlık ve serin yerde 21 gün bekletilir. sonra süzülüp buzdolabına konur ,karışım bitene kadar sabah akşam bir yemek kaşığı içilir.karışım mükemmel bir damar açıcı ve temizleyicidir. temizlenen damar ve organlar insanda rahat bir uyku hali yapar.
İlk yabani hayatta hayvanların bildiği ve kendilerini tedavi amacıyla kullandığı insanlık tarihi kadar eski bir bitkidir sarımsak….. İnsanlar bu bitkiyi tanımaya başladıkça yerleşik hayatla beraber ekmeye başladılar . Bu zamandan sonra mısırda köleleri ayakta dinç tutan ve çalışmalarını hızlandıran bir etmen.
Romada erkekliğin ve savaşçı olmanın gerekli olmazsa olmazı..
vebalı günlerde vebadan koruyucu baş yardımcı …. filmlere konu olmuş şekliyle vampir kovucu..
peki her sarımsak bu kadar büyük şifaya sebep olabilir mi ?
bunca yıllık tecrübe ve araştırmalarımız her sarımsağın etkisinin aynı olmadığı içlerinde en etkililer inin açık arayla Kastamonu ilimizin Taşköprü sarımsağı olduğudur. bu sarımsağın çok etken olmasının en büyük sebebi toprağında selenyumun çok olmasıdır. bu sebeple sarımsağın ekiminin yapıldığı yerlerde kanser vakıaları yok denecek kadar azdır. erkek çocuk doğma oranları yüksektir.
Sarımsak nelere iyi gelir ?
kanı temizler,akciğer ,karaciğer ,safra kesesi ve kalbi kuvvetlendirir. iltihabı kurutur ve bütün hastalıkları yok eder.Atardamarlarda ki kireçlenme ,daralma ve tıkanıklığı gidermek için sarımsaktan daha iyi ilaç yoktur. kurtları döker ,tüberküloz bakterisi dahil zararlı mikropları ,virüsleri ve parazitleri öldürür , tansiyonu ve ateşi düşürür ,kanı sulandırır,iştahı açar .Ateşli şişlikleri indirir ,iltihaplı yarayı kapatır; kanı kolesterolden arındır,yüz rengini güzelleştir ,salgı bezlerinin normal çalışmasını sağlar .bağışıklık sistemini kuvvetlendirir ,genetik mutasyonlara karşı direnci arttır….
Güzelleşmek, her mevsim açan bir çiçeğin yüzde bıraktığı tebessüm ve mutluluktur. güzelleşmek önce insanın iç dünyasındaki karamsarlığı terk etmesi ve kendi ile barışık yaşamasıyla orantılıdır. güzelleşme deki hüner her başına gelen ne olursa olsun onda hikmet ve tebessümü ortaya çıkaracak şükrü bulmaktır .
Hadi biraz güzelleşelim. önce kırışıklıklardan kurtulalım:
bunun için şuna ihtiyacımız var. gerçek doğal zeytinyağı ve maden suyunun doğalı.
yarı oranda zeytinyağı ve maden suyunu bir gece dondurucuda bekletin. bir gün sonra gece yatmadan önce yüzünüze ve dilerseniz tüm vücudunuza yumuşak pamuk bir bezle nazikçe yedirerek sürünüz. bu yüzü ve vücudu besleyerek kırışıklıkları giderir ,yüzü ve vücudu parlak yapar. haftada bir gün yüzünüzü doğal gül suyu ile yıkayınız. ardından gül yağı ile ayda bir yağlayınız. değişime inanamayacaksınız. kırkında yirmisinde gibi görüneceksiniz. bu tecrübe edilmiştir.
Tabii birazda zayıflayayım.
Bölgesel zayıflamak için şu terkip tecrübe edilmiş ve bir çok kişi tarafından faydalı görülmüştür.
bir çorba kaşığı elma sirkesinin içine 7 damla aspir yağı koyunuz. her yemekten sonra ya bu şekilde içiniz yada bir bardak suya bunları koyup içiniz . etkisini on dört gün içinde hissedersiniz.
bir parmak boğumu kadar olan eğir kökünü bir çay fincanı soğuk suda gece bekletiniz. gündüz kaynatınız ve her yemekten önce ve sonra bir yudum içiniz.
şifa üzerinize olsun. gönül şifa diler imtihanda olsa şifa ,şifadır.
sararmış, olgun acı kavunlar ilaç olarak kullanılır. Acı kavun suyu mükemmel bir temizleyici ve eritici olup ,derin tabakalarda depolanan ve yıllarca saklanan fazlalıkları ve zararlı maddeleri söküp dışarı atar. Kabuğu ve çekirdekleri çok zehirlidir. Tedavide suyu ve etli kısmı kullanılır. Olgunlaşmadan daha yeşilken kullanılırsa zehirleyebilir ,ishal eder ve kusturur. Kurutulmuş ve öğütülmüş kabuğun 1 gramı, tohumun yarım gramı yada kökünün 2 gramını yutmak öldürücü olabilir. Zehrini hafifletmek için bal şerbeti içilmelidir. Acı kavun suyu ,yaprağının suyundan daha kuvvetlidir. Felce, kaşıntıya, karaciğer hastalıklarına ,siroz ,böbrek ve mesane hastalıklarına ,romatizma ,gut ve kadın hastalıklarına çok iyi gelir. Kan ve safrayı inceltir .baş ağrısı ve migren i geçirir. Yılan ve akrep sokmasına karşı panzehirdir ancak kurallarına uygun kullanılmalıdır. Acı kavun ağız yoluyla, vajinaya koyularak, kulağa damlatılarak, buruna çekilerek veya cilde sürülerek kullanılır: KULLANIM USULLERİ VE FAYDALARI: 2/3 oranında zeytinyağı ,1/3 oranında acı kavun suyu kısık ateşte acı kavun suyu buharlaşana kadar kaynatılır. Bu yağdan kulağa 3-5 damla damlatmak ,kulak ağrılarına ve çınlamasına iyi gelir.
50 gr. Taze acı kavun kökü ince kesilir ve 500 gr su ile kısık ateşte 5 dakika kaynatılır. 15 dakika beklenir sonra süzülür ve bir çorba kaşığı bal karıştırılıp her gün bu suyun 150 gramı gün boyu yudum yudum içilirse ( çocuklarda kg a bağlı olarak 100 gram) hepatit ve siroz hastalığına ,ağrı sızıya ,kan pıhtılaşmasına ,fil hastalığına çok iyi gelir.
Acı kavunun içi boşaltılır ,içine bal doldurulur. Üstünü kapatacak kadar su konularak kısık ateşte 15 dakika kaynatılır . 7-10 gün boyunca 3 taneden başlayıp arttırarak her gün 5 tane aralıklarla yenilirse, ruh hastalıklarına ve sara hastalığına iyi gelir.
Eşit miktarda acı kavun ile elma sirkesini kaynatıp ılık olunca süzüp bununla gargara yapmak ,diş ağrısını azaltır, guatr oluşumunu engeller ,diş etlerini kuvvetlendirir.
14 gün boyunca her gün 5 tane acı kavun yaprağı bir bardak su ile kısık ateşte 3 dakika kaynatılır. soğuyunca bal ile tatlandırıp yudum yudum içmek veya her gün cilde 6-10 tane acı kavun suyu sürüp ovuşturmak sinir, eklem ,siyatik gut ve kulunç ağrılarına ,böbrek ve idrar yollarına iyi gelir .fil hastalığı ve cüzzamın ilerlemesini durdurur.
Acı kavun yaprakları dövülür ,ateşli şişliklere sarılır ,üzeri yağlı kağıt ilen kapatılarak sabitleştirilir ve 5-6 saat bekletilirse şişlikleri olgunlaştırıp çözer. Urlara uygulanırsa ,urları küçültür. Ciltteki lekeleri giderir, f elce ve yüz felcine çok iyi gelir.
Kurutulmuş acı kavun kökü öğütülür, arpa veya çavdar unu ile cıvık bir hamur yapılır. Bu hamur eklemler ve göğüsteki şişliklere sarılır, üzerine yağlı kağıt yapıştırılır ,bezle sabitleştirilir ve 12-24 saat bekletilir.
100 gr. Kuru acı kavun meyvesi 500 gr. Su ile (200 gr. Su +300 gr. Sirke ile daha etkili olur.)kısık ateşte 15 dakika kaynatılır ve biraz soğutularak süzülür .daha sonra bu suyla bir bez ıslatılarak ,ağrıyan eklemlere sarılır ve 4-5 saat bekletilir.
Acı kavun suyunun ,su veya süt ile yarı yarıya karışımı avuç içine dökülür ve başı öne eğik tutarak ,genize bir defa çekilir, 3-4 saniye bekledikten sonra bırakılır. Yarım saat ile 4 saat sonra hapşırma ve şiddetli bir şekilde burun akıntısı başlayıp 1-3 gün sürebilir. Kronik baş ağrısı, migreni, sinüziti ve beyin damarlarındaki tıkanıklığı ve kireçlenmeyi ,ciltteki ve gözdeki sarılığı giderir.
Acı kavunun miktarı kişinin bünyesine göre değişir. Kan grubu O ve B olanlar acı kavuna genellikle hemen şiddetli tepki verir. Onlar acı kavun suyunun su ve süt ile yarı yarıya kullanabilir. Akıntı başlar fakat yeterli miktarda olmazsa 2/3 acı kavun suyu +1/3 su karışı buda yeterli gelmezse 3/4 acı kavun suyu +1/4 su karışımı denenebilir. Fakat kan grubu A olanların mizacı acı kavuna çok uygundur. Bu sebepten onlar başlangıçta 3/4 acı kavun suyu + 1/4 su karışımını sonra da saf acı kavun suyunu kullanabilir.
Kan grubu AB olanlar ise çok farklı tepki gösterebilir. Onlar aynı sonuca ulaşmak için acı kavun miktarını birkaç defa deneyerek ve kademeli olarak yükselterek kullanmalıdır. En küçük dozdan (1/3 acı kavun suyu +2/3 su ) başlamalı ve bir iki gün ara ile ,etkili dozu bulana kadar denemeye devam etmelidir. Denemelerin arası mutlaka 1-2 gün olmalıdır.
2 çorba kaşığı ısırgan otu tohumu + 1 çorba kaşığı hardal tohumu öğütülür . 2 çorba kaşığı yeni sıkılmış acı kavun suyu + 200 gram bal iyice karıştırılır. Günde 2-3 defa 1 tatlı kaşığı yutulur. Mükemmel bir balgam söktürücü ve akciğer temizler.
Acı kavun yaprağı suyu ve 1/3 acı kavun suyu +2/3 su karışımı tülbentten süzülerek 1-2 damla kulaklara damlatılır. Kulakları temizleyip ağrısını giderir.
1 tatlı kaşığı acı kavun suyu + 1 tatlı kaşığı bal + 2 tatlı kaşığı zeytinyağı karışımı şişen bademciklere sürülür.
1 çay kaşığı öğütülmüş çörekotu + 2 çay kaşığı taze sıkılmış acı kavun suyu + 1 çay kaşığı bal karışımı küçük bir bez parçasına sarılır ve yatmadan önce vajinaya ( rahim ağzına yakın ) koyularak sabaha kadar bekletilir. Adet kanamasını söktürür, rahmi temizler ve damarları açar. ( bu işlem hamillere yapılmaz…!
30gr. Kurur veya 100 gr. Acı kavun kökü ince kesilir,1 litre su ile kısık ateşte 15 dakika kaynatılır ve süzülür . sonra bu sudan 100 gr. alınır , 200 gr. Bal şurubu ile karıştırılarak gün boyunca yudum yudum içilir. buna üç gün devam edilir. Bu işlem toplam üç defa tekrarlanır. Bir ay sonra aynı aralıklarla tekrarlanır. Veya
Kurutulmuş acı kavun kökü ince öğütülür ,sabah –akşam birer silme çay kaşığı suyla yutulur. 3 gün devam ettikten sonra öğlende aynı miktarda içmek üzere günde 3 defa alınmaya başlanır. İshal oluncaya kadar devam edilir. İshal olunca bırakılır ve ishal durduktan bir ay sonra tekrar başlanarak 3-7 defa tekrarlanır. Dalak hastalıklarına ve siroza çok iyi gelir, ödemleri giderir.
1 litre su + 1 çorba kaşığı bal + 1 çorba kaşığı taze sıkılmış acı kavun suyu ( kan grubu olanlar 2 çorba kaşığı ) + 1 çorba kaşığı taze sıkılmış taze zencefil suyu + 2 çorba kaşığı taze sıkılmış kereviz yaprağı suyu karıştırılır. Yudum yudum gün boyunca içilir. İdrar ve adet kanamasını arttırır , böbrekleri ve karaciğeri temizler , balgam söktürür.
Acı kavun suyu , ağrıyan eklemelere ve her ağrıyan yere yedirilerek sürülür. Bu şekilde ,günde 6 adet ( kan grubu A olanlar 10 taneye kadar olabilir.) acı kavun suyu kullanılabilir. Ağrı azalır ve yok olur.
Kusmak için 1 tatlı kaşığı acı kavun suyu + 1 tatlı kaşığı zeytinyağı dil dibine sürülür. Kusma sonucunda mide temizlenir ve kuvvetlenir. Kusmayı durdurmak için 1 çorba kaşığı zeytinyağı veya limon suyu içilir.
Bütün omurgayı kaplayacak büyüklükte ,uzun pamuklu bir bez acı kavun yağına batırılır ,fazlası sıkılarak alınır. Ense kökünden kuyruk sokumuna kadar omurga üzerine yerleştirilir. üzerine yağlı kağıt kapatılır ve sıkıca bantlanır. Daha sonra havlu konulur ve sıkı bir fanila giyilir. Bu işlem akşam yatmadan önce yapılır ve sabaha kadar beklenir. Acı kavun yağı bütün organlara nüfuz eder, derin dokulardan toksinleri çekerek idrar ,ishal ,ter ,burun ve geniz akıntısı ile dışarı atılmasını sağlar. Her türlü hastalıkta ,özellikle MS ,felç ,alzhimer ,romatizma ,omurga hastalıklarında kullanılır.
uyarı: acı kavun tohumu çok zehirli olduğu için kullanılmaz . acı kavun suyu iç organlar için iyice süzülerek kullanılır. Kurutularak pestil haline getirilen acı kavun suyu kullanımda 0,7 gr. Kadar alınabilir. Bir seferde 2 gramdan fazla kuru acı kavun suyu balsız alındığında ölüme sebeb olabilir.
YUKARIDA YAZI MERHUME DR. AİDİN SALİH E AİTTİR. GERÇEK TIP ADLI ESERİNİN ÖNSÜZÜNDE ŞUNU YAZAR: “İnsan yaratılış kanunlarını anladığı ölçüde sağlıklı ve doğru yaşam imkanı bulur.” merak edenler için hayatı tam bir ruhi şifadır. ALLAH TAN KENDİSİNE MERHAMET GERİDE KALANLARA ONUN İLMİNİ YAYMALARINI DİLİYORUM…